Çin, 2025 Akademi Ödülleri'nde prestijli En İyi Uluslararası Film kategorisi için 2. Dünya Savaşı belgeseli The Sinking of the Lisbon Maru’yu resmi aday olarak seçti. Bu film, savaşın gölgede kalmış, ancak büyük önem taşıyan bir bölümünü, hem trajediyi hem de kahramanlığı gözler önüne seren bir hikayeyi yeniden canlandırıyor.

Ünlü yönetmen Fang Li tarafından yönetilen bu belgesel, 1942'de ABD denizaltısı tarafından torpido ile batırılan Japon nakliye gemisi Lisbon Maru’nun batışını ve sonrasında yaşanan olayları konu alıyor. Bu tarihi olayı özellikle anlamlı kılan detay ise, geminin içinde 1.800'den fazla İngiliz savaş esirinin (POW) bulunmasıydı. Gemi Çin kıyılarında batmaya başlarken, Japon muhafızlar savaş esirlerini güverte altında mühürleyerek onları ölümle baş başa bıraktı.

Ancak hikayenin asıl kahramanlık boyutu, yakın adalardaki Çinli balıkçıların gösterdiği olağanüstü cesarette saklı. Savaşın tüm tehlikelerine rağmen bu sivil halk, yüzlerce boğulma tehlikesiyle karşı karşıya olan İngiliz askerini kurtarmak için hayatlarını riske attı. Bu sivil kahramanlar, millet sınırlarını aşan bir dayanışma örneği göstererek, onlarca askerin hayatını kurtardı.

The Sinking of the Lisbon Maru yalnızca bir tarih anlatısı değil, aynı zamanda insanın empati ve kahramanlık kapasitesini de vurgulayan bir eser. Çin'in bu belgeseli Oscar adayı olarak seçmesi, filmin hak ettiği küresel sahneye çıkmasını sağlıyor. Duygusal olarak güçlü bu anlatı ve tarihin gölgede kalan bir anına gösterilen dikkat, bu yapımı En İyi Uluslararası Film kategorisinde iddialı bir aday haline getiriyor.

Oscar sezonu ilerledikçe, tüm gözler The Sinking of the Lisbon Maru’ya çevrilebilir. İnsan direncini ve kültürler arası kahramanlığı anlatan bu hikaye. Bu adaylık, sadece 2. Dünya Savaşı tarihinin önemli bir bölümünü vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda hikâye anlatıcılığının tarihler arası köprüler kurma ve ortak insanlığımızı daha derin bir anlayışla kucaklama gücünü de gösteriyor. Olayın tarihsel gerçekliği ise