Edebiyatın gücünü beyaz perdeye taşıyan eserler, izleyicilere sadece hikayeler anlatmakla kalmaz, aynı zamanda edebiyatın derinliğini, karakterlerin ruhsal dünyasını ve eserlerin zaman ötesi etkilerini hissettirir.
Bu yazıda, sinema ile edebiyatın buluştuğu beş önemli filmi yer almakta. Her biri, bir edebi eserin veya yazarın dünyasını etkileyici bir şekilde yansıtarak, izleyicileri hem düşündürüp hem de duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Sylvia Plath’in hayatını konu alan "Sylvia"dan, Van Gogh’un içsel çalkantılarını anlatan "Van Gogh: Sonsuzluğun Kapısında"ya, bu eserler edebiyat ve sinema arasındaki güçlü bağı en iyi şekilde gözler önüne seriyor.
1. SYLVIA
Hayata karşı duruşu, güçlülüğü ve eserleriyle edebiyat camiasına adını altın harflerle kazımış olan Sylvia Plath’in hayatını konu alan bu film, Türk Edebiyatı şairlerimizden Nilgün Marmara’nın, Plath’a olan hayranlığının sebebini bizlere başarılı bir şekilde anlatmaktadır.
2. VAN GOGH: SONSUZLUĞUN KAPISINDA
Neredeyse dünya genelinde tanınan ünlü ressam Van Gogh’un kulağındaki çığlıklara karşı koyamamasının sebeplerinin gösterildiği, tutunmak için çabaladığını fakat hayatın sillesini akıl sağlığını yitirerek yediğini gösteren ve Gogh’a daha fazla saygı duyulmasına sebep olan bu yapım öznel fikrimce hem edebi hem de resim sanatı bağlamında kişiye manevi olarak haz yüklemektedir.
3. SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM
Listemizde bu filmi görmek kimilerine ‘klişe’ gelebileceğini düşünmekteyim fakat yapım, eser-sinema bağlamında incelendiğinde, yazmanın perdeye nasıl yansıdığını gösteren yerli yapımlardan birisidir. Sevginin emek olduğunu, her ‘seviyorum’ lafının gerçekten ‘sevmek’ olmadığını bizlere hissettiren bu yapım gerek sahneleri gerekse replikleriyle hafızamıza kazınmıştır. Küçük yaşlarda izlenildiğinde Asya’nın İlyas’a geri dönmesini isteyen bizler, kalbimizde kendimiz gibi büyüyüp olgunlaştığında gerçek ve saf sevginin Cemşit’te olduğunu bizlere gösterir. Asıl sevginin laf ile değil emekle olduğunu gösteren bu yapım gerek edebiyatımız gerek sinemamız için önemlidir.
4. UÇURTMAYI VURMASINLAR
Feride Çiçekçioğlu’nun aynı adlı eserinden uyarlanan bu yapım Küçük Barış’ın dört duvar arasındaki yaşamını, büyüme çabasını ve kendisi gibi küçük kalbinin ne hissettirdiğini bizlere günlük havasında anlatmaktadır. Duygusal yönden ağır olan bu yapım, gerek oyuncuların başarısı gerek eserin anlatım dilinin başarılı olmasından kaynaklı edebiyatımız ve sinemamız için, geri planda kalmış olsa da, başarılıdır.
5. AŞK VE GURUR
Bu klasik eser, sinema sayesinde klasik edebiyatın değerini seyirciye göstermektedir. Film sayesinde ‘aşk’ duygusunun zaman fark etmeksizin her çağda ve zamanda kişide uyandırdığı duyguların aynı olduğunu göstermektedir.
Comentarios