top of page

Yapay Zeka Terapisi: Ruh Sağlığında Devrim mi, Tehlike mi?

Yapay zekanın terapi dünyasında devrim yaratma potansiyeli her geçen gün daha da netleşiyor. Son yapılan bir klinik deney, yapay zeka destekli bir terapi sohbet botunun depresyon belirtilerini %51 oranında azalttığını gösteriyor. Üstelik bu iyileşme süreci, geleneksel insan terapisine kıyasla yarı sürede gerçekleşiyor. Ruh sağlığı hizmetlerine erişimin her geçen gün daha da zorlaştığı bir dönemde, bu tarz teknolojik gelişmeler oldukça heyecan verici.


Dartmouth'ta gerçekleştirilen bu araştırmada, depresyon, anksiyete veya yeme bozukluğu riski taşıyan 210 yetişkin üzerinde Therabot isimli bir yapay zeka terapisti test edildi. Katılımcılar, günde yaklaşık 10 kez Therabot ile mesajlaşarak toplamda 6 saatten fazla bir kullanım süresine ulaştı. Elde edilen veriler, yapay zekanın insan düzeyinde terapötik bir etkiye ulaşabileceğini gösteriyor. Özellikle, düzenli kullanım ile kayda değer bir iyileşme sağlandığı açıkça görülüyor.

Peki Therabot’u bu kadar etkili kılan ne? İşin sırrı, eğitildiği veri setlerinde yatıyor. Piyasadaki birçok ticari uygulama, genellikle internetten rastgele toplanmış sohbet verileri veya basmakalıp terapi transkriptleri ile eğitiliyor. Ancak Therabot tamamen farklı bir yaklaşım benimsiyor. Sıfırdan, kanıta dayalı ve özenle düzenlenmiş veri setleriyle eğitildiği için, zararlı önyargılardan ve klişelerden arındırılmış bir terapi deneyimi sunabiliyor. Bu, kullanıcıların kendilerini gerçekten anlaşılıyor hissetmelerini sağlıyor.


Therabot tamamen farklı bir yaklaşım benimsiyor. Sıfırdan, kanıta dayalı ve özenle düzenlenmiş veri setleriyle eğitildiği için, zararlı önyargılardan ve klişelerden arındırılmış bir terapi deneyimi sunabiliyor.

Araştırma sürecinde elde edilen en dikkat çekici noktalar ise şöyle:

  • Depresyon belirtilerinde %51 azalma

  • Anksiyete seviyesinde %31 iyileşme

  • Yeme bozukluğu endişelerinde %19 düşüş

Beni en çok şaşırtan şeylerden biri de, katılımcıların yapay zeka ile gerçek bir terapist varmış gibi güçlü bir bağ kurduğunu ifade etmesi oldu. Günlük ortalama 10 mesajlaşma, bu tarz bir sistemin kullanıcılarla ne kadar etkileşimde olduğunu da gözler önüne seriyor. Bu, sadece soğuk bir yapay zeka algoritması değil, insanlara gerçekten fayda sağlayabilecek bir sistem gibi görünüyor.


Ancak burada önemli bir soru ortaya çıkıyor: Bu tarz yapay zeka terapileri gerçekten güvenli mi? Araştırma süresince tüm etkileşimler birebir araştırmacılar tarafından izlendi ve denetlendi. Ama büyük ölçekte böyle bir gözetim mümkün mü? Düzenleme, güvenlik ve etik konularında ciddi sorular ortaya çıkıyor. Yapay zeka terapisi, yanlış yönlendirme yapabilir mi? Kullanıcıların ruh sağlığını tehlikeye atacak bir durum oluşabilir mi? Endüstri hızla bu teknolojiyi benimsemek istese de, bu soruların göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.


Yapay zeka terapileri, doğru adımlar atıldığı takdirde ruh sağlığı alanında gerçekten devrim yaratabilir. Geleneksel terapilere erişimin sınırlı olduğu, maliyetlerin yüksek olduğu ve terapist açığının giderek arttığı bir dünyada, bu tarz teknolojiler büyük bir fark yaratabilir. Ama burada en önemli nokta, bu gelişmelerin etik, güvenli ve sürdürülebilir bir çerçevede ilerlemesi. Sektörün bu teknolojiyi sadece hızla benimsemek yerine, sorumluluk bilinciyle hareket etmesi şart.


Gelecekte ruh sağlığı hizmetleri yapay zeka ile nasıl şekillenecek, hep birlikte göreceğiz. Ancak kesin olan bir şey var: Bu alandaki gelişmeler yakından takip edilmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Zarif arka plan

Doğduğunuz Tarihte Çıkan Filmler

  • Instagram - Siyah Çember
  • Youtube
  • Pinterest - Siyah Çember
  • Heyecan - Siyah Çember
  • Tumblr - Siyah Çember
bottom of page